Biri masanın üzerinde tepiniyor ama kim?

Kıbrıs'ta 20 aydır devam eden son müzakere sürecinde kriz çıktı diyoolaa...

EYLEM | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA

Efendim, öncelikle bu müzakere süreci nedir, ne değildir, onu bi özetleyelim:

Şimdi ortada bir ada var. Burada yaşayan iki farklı halk var. Rum yönetimi "dedelerimiz geldiğinde, buralar hep dutlukmuş" havalarında takılıyorlar. Fakat bir toprağa şehidimizin kanı değdiğinde orası bize vatan olur, bu durumu pek kavrayabilmiş değiller.

İşte bu gazla gittiler, AB'ye tek başlarına üye oldular. Tek başına dediysek öyle bayağı, bildiğiniz "tek Kıbrıs" olarak. Zaten Türk tarafını bir biz tanıyoruz biliyorsunuz. Su falan da buradan gidiyor. Öyle bir durum yani.

Neyse.

Herhalde "gaz"ın tedarikçisinin kim olduğu da rahatlıkla anlaşılıyor: Tabi ki Avrupa.

Fakat garantör ayağına görüşmelere taş koyan, toprak atan iki önemli faktör daha var: İngiltere ve Yunanistan.

Biz de bu hengamenin ortasında yavru vatanın yanında duran tek ülkeyiz.

Fakat iki tarafından çekiştirilen bu ip inceldikçe inceliyor. İşte müzakereler denen şey, bu ip kopmasın diye yapılan şeye deniyor...

Bir çok defa denendi. Gazeteci Hakan Çelik'in de dediği gibi "iş konuşurken tartışsalar da bu git-gel, görüşme hali sebebiyle arkadaş olmuş Türk ve Rum liderler var. Rauf Denktaş bir örnektir misal."

ŞU "ENOSİS" MEVZUSU

Rum kesimine zor da olsa "o iş sizin bildiğiniz gibi olmuyor hacı, tek yönetim değilsiniz" dedik. Derdimizi az çok Avrupa'daki abilerine de anlattığımızı düşünüyoruz. "Çekişmeden, bir yönetim haline gelip her iki halkın da çıkarına olacak şekilde bir çözüm bulalım" diye görüşüyorduk ki Rumlar, ipi bütün kuvvetleriyle çekmeye başladılar: Karar vermişler, Enosis'i okullarında okutacaklarmış.

Enosis, yani Rumların Yunanistan'a bağlanma ideali...

Ee haliyle karar, "bu sevdadan vazgeçmeleri" için yapılan müzakerelerin tepesine bir balyoz gibi indi. Türkiye ve Kıbrıs Türk yönetiminden tepki üstüne tepki geldi.

Bizim yavru vatanın "fazla" sağduyusu ile bilinen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu konuya Rum yönetimi Cumhurbaşkanı Anastasiadis'in nokta koyması gerektiğini söyledi.

İki lider "ara bölgede" biraraya geldi.

Veee! Bomba patladı.

Akıncı, kendi şikayetlerini anlattığını, Anastasiadis'in kendisini dinlediğini, getirdiği dosyaları masaya bırakıp, "Söyleyecek bir şey yok!" diyerek kapıyı çarpıp çıktığını söyledi.

Anastasiadis "Biraz ara istedim. Döndüğümde Akıncı gitmişti" dedi.

BM duruma el attı. Kıbrıs özel temsilcisi Espen Barth Eide, "Görüşmeyi Akıncı terk etti. iki lider haftaya tekrar görüşecek" dedi.

Üç isim açıklamalarını yaparken bir diğerinin iddiasını ne yalanladı ne de doğruladı.

Başbakan Binali Yıldırım, konuyu biraz esprili bir şekilde ele alarak "Kıbrıs'taki durum haberlere 'kriz' şeklinde yansımış. Sonrasında Anastasias, 'Ben sigara içmeye çıktım' dedi."

Şimdi başa dönelim:

Ortada bir masa var. Biri bu masanın üzerinde tepiniyor.

Ama kim?


0 Yorum

Yorum Yap