Gezi eylemleri döneminde kendisine yöneltilen eleştirilerin tamamını kara kaplıya yazdığının sinyallerini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan Paris için Avrupa'ya seslendi: Büyük kaygı duyuyorum! Kınıyorum!
Fransa'da çalışma yasasını protesto eden petrol ve nükleer santral çalışanlarının ülkede hayatı durdurması ve 'Gece Ayakta' adını verdikleri eylemlere başlaması ile Başbakanlık düzeyinde eylemcilerle ilgili 'Çapulcu' açıklamasını takip eden polisin tam yetki ile donatılması Gezi eylemlerinde yaşanan tablonun bir kopyasını Paris'te dünya sahnesine yeniden çıkardı.
Türkiye'yi gezi için kınadıkları günlerin çok geride kalmaması Fransa hükümetini ne yapacakları konusunda başta bir tereddüde sürüklese de çaresiz Erdoğan'ın yöntemlerini kullanmak zorunda kaldılar. Zira bu türden kalkışmaları bastırabilmenin tek başarılı örneğini Türkiye göstermişti.
Ayrıca Gezi eylemleri sırasında yalan haberlerin her birinin doğrusunu açıklamak ve müdahalenin yasal sınırlar ve Avrupa standartlarından daha yumuşak şekilde gerçekleştiğini ifade etmek için dilinde tüy biten, buna rağmen hem AB liderleri hem de medyası tarafından yalnızlaştırılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise mevkidaşlarının o günlerdeki tutumlarını kara kaplı kitabına yazdığını ve unutmadığını, bu günlerin geleceğini bilircesine beklediğini bıyık altından manalı biçimde tebessüm ederek kullandığı şu sözlerle ortaya çıkardı:
"Paris'te yaşananlardan dolayı kaygılıyım. Üzülüyorum. Ayrıca protestocuların demokratik hakkını kullanmasına izin vermeyen ve acımasızca müdahale eden Fransız polisi ve hükümetini kınıyorum"
İşte bu noktada "Keser'in döndüğü, sapın döndüğü" Türk atasözlerini bilmemeleri batılı liderler için bir avantaj olarak görülebilir...