Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın Yaveri ifadesinde askeri darbeyi ve FETÖ militanı olduğunu itiraf etti.
Milleti ve Millete ait binaları bombalayarak yerle bir eden Fetullahçı Terör Örgütünün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin düğümler çözülmeye devam ediyor. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan darbeyi, ve FETÖ militanı olduğunu itiraf etti. Cezasının azalması için etkin pişmanlık yasası talebinde bulunan ve her şeyi anlatacağını ilan eden Türkkan Genelkurmay Başkanının odasında yaşananlara ilişkin de kritik bilgiler verdi. İşte ihanet düğümünün çözülmesinde büyük önem arzedecek o ifadeler:
CEMAAT ÜYESİYİM
Ben Paralel yapı olarak adlandırılan Fethullah Gülen cemaatinin üyesiyim. Cemaate yıllarca hizmet ettim. Onların verdiği emirlere bugüne kadar harfiyen riayet ettim. 1989'da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler. Ve liseyi sorunsuz şekilde kazandım. Her ay düzenli olarak bir evde buluştuk. Fethullah Gülen'in kitaplarını okuduk. Deşifre olmamak için tuvalette abdest almayı ve gözle yoluyla namaz kılmayı öğrettiler.
TALİMATLARI UYGULADIK YÜKSELDİK
93'te Kara Harp okulunu bitirdim. Bizlerle buluşan abiler askeri şahıs değildi. Cemaat sonuçta abiler silsilesi olduğu için Fethullah Gülen nazarımda en büyük abiydi. 2010 yılında Genelkurmay Karargahı Destek Grup Komutanlığına yüzbaşı rütbesiyle atandım. Müteakiben binbaşı oldum. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in emir subay yardımcılığına getirildim. Paşanın son 3 ayında emir subayı oldum. Genelkurmayda emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım.
NECDET ÖZEL'İ BEN DİNLEDİM
Özel Paşayı cihazlarla sürekli dinliyorduk. İki boğum parmak ucu kadar 'radyo' diye tabir edilen dinleme cihazının her gün paşanın odasına herhangi bir yere koyup akşam da çıkarken alıyordum. Kendi hafızası vardı. Yassı yuvarlak tek pili vardı. Pili bir gün dayanıyordu. Cihazı Türk Telekom'da çalışan 'Abi' verdi. Paşanın her gün sesini kaydettim. 2-3 ayrı cihaz vardı. Haftada bir cihazları götürüp 'Abi'ye veriyordum. Boş olanları alıyordum. Arada sırada Genelkurmay Başkanının odasında arama yapılıyordu. Doğal olarak ben bu aramaların ne zaman yapılacağını önceden bildiğim için cihazı koymuyordum.
HULUSİ AKAR'IN ODASINDA YAŞANANLAR
Hulusi Akar Paşa bize "Yanlış yapıyorsunuz bu böyle olmaz" dedi. Benim elimde tabanca vardı. Hulusi Paşa makamının yanındaki sandalyede oturuyordu. Tabanca elimdeyken Hulusi Paşaya "komutanım sizi koltuklara alalım" dedim. O da herkes içeriye girince panik yaptı. Bana su getirin dedi. Serdar yüzbaşı su getirdi. Alıp içti. Ben abdest alıp namaz kılacağım üzerimi değiştireceğim dedi.
HULUSİ PAŞA NAMAZ KILDI
Akar Paşa Orada üzerini değiştirdi. Namazını kıldı. Sürekli bize "Yanlış yapıyorsunuz" dedi. Ben Hulusi Paşaya "dediklerimizi yapın hiçbir sorun çıkmayacak" dedim. Sonra Özel Kuvvetlerden gelen görevliler onu koluna girip alıp götürdüler.
EŞİNİ ARADIM
Ben orada kaldım. Komutanın şahsi malzemelerini topladım. Olayları TV'den makamdan izledim. Komutanın eşi hanımefendiyi askeri hattan aradım. "Komutanımız iyi hiçbir problem yok" gibi rahatlatmak adına laflar söyledim. Hanımefendi konuşurken ağlıyordu.
BOMBALARI GÖRÜNCE PİŞMAN OLDUM
Daha sonra Özel Kalem Müdürünün odası kısmen darbe faaliyetinin organize edildiği yer olarak kullanılıyordu. İlerleyen zamanda esas faaliyetin Akıncılar Üssünde icra edildiğini anladım. Genelkurmay'ın etrafı kıyamet günü gibiydi. Vatandaş toplanmıştı. Polis ekipleri geldi. Silah sesleri geliyordu. F-16'lar uçuyordu. Meclisin bombalandığı sivil halkın öldürüldüğünü televizyondan öğrendiğimde pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi.
"BAŞARISIZ OLDUK, TESLİM OLUYORUZ"
Benim Allah rızası için çalıştığını düşündüğüm cemaatin girişimiyle bunlar yapılıyordu. Sabaha karşı sabah 09.00 sıralarında karargahtaki koridor darbeye iştirak edenlerle dolup taştı. Herkes aralarında "Başarısız olduk teslim oluyoruz" diye konuşuyordu.
DARBEDEN DE CEMAATTEN DE PİŞMANIM
TSK'nın Özel Kuvvetlerine teslim olduk. Onlar da bizi polise teslim etti. Samimi olarak pişmanım sadece darbeye iştirak etmekten dolayı değil Fethullah Gülen Cemaatinin mensubu olmaktan da çok pişmanım. Fakat ben vatan haini değilim. Sivil vatandaşa, polise silah sıkmam bomba atmam. Bunu tasvip etmem mümkün değil. Kendi ifademi kağıt kalem isteyerek yazdım. Lehime 'Etkin Yasal Pişmanlık' kanunlarından yararlanmak istiyorum.".
CEMAATÇİ OLDUĞUNU KESİN BİLDİKLERİM ŞUNLAR:
Şahsi kanaatim 1990'lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subayların yüzde 60-70'i cemaatçidir. Genelde kurmaydırlar. Kesin cemaatçi olduğunu bildiğim, Binbaşı Mehmet Akkurt, Başçavuşlar Serhat ve Şener; Yüzbaşı Serhat Tekin, Konut Astsubayı Başçavuş Veysel Toprak, korumalardan Başçavuş Ömer Gürsel Çetin, Abdullah Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Özel Kalem Müdürü Ramazan Güzel, diğer özel kalem Hüseyin Öcal, Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Albay Orhan Yıkılkan, Cumhurbaşkanı Başyaveri Ali Yazıcı, Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış, 2. başkanın eski koruması Yüzbaşı İbrahim Aksol, Özel Kalem Müdürü Yarbay Bünyamin Tuner, yardımcısı Binbaşı Recep, Albay Cemil, Korgeneral Mustafa Özsoy, Korgeneral Salih Ulusoy, Albay Muharrem Köse, Tuğgeneral Mehmet Partigöç adlı kişilerdir.