Türkiye'nin başına bela olan ve sosyal medyada bol keseden önlerine kim çıkarsa sallayan güruhun son hedefi Diyanet oldu. FETÖ güçlüyken FETÖ'cü, ABD seçimleri varsa deli olmasına bakmadan Trump yanlısı olan bu güruha Diyanet'i de yedirirsek yazıklar olsun bize. Son 50 yılda belki de Diyanet ilk kez Müslümanlara bu kadar yaklaşmışken eğer Görmez'i bu güruha yem edersek cidden yazık bize. Yeni Şafak yazarı Prof.Dr. Hayrettin Karaman, işte bu operasyona karşı Diyanet'in ne olduğunu tane tane anlattı:
İşte yazının ilgili bölümü:
(...)
Diyanet ortak akılla çalışır, geniş çerçeveli Ehl-i Sünnet Müslümanlığı'nı anlatır, ama buna katılmayanları da bir şekilde kucaklamaya çalışır.
Türkiye'de bu İslam anlayışını beğenmeyenler, kendi dar kadrolu veya karizmatik tek şahsa bağlı İslam anlayışlarını “tek doğru İslam anlayışı” olarak bilirler, bundan asla vazgeçmezler, gerektiği zaman farklı görüntüler verseler de farklı olanları dışlama; ilkeleridir (ya Müslüman saymazlar veya kendi anlayışlarına göre Ehl-i Sünnet'ten dışlarlar)
Halk ile ve dolayısıyla din ve Diyanet ile ilişkisi olan siyasetçiler, sahip oldukları medyatik imkânlar ve sadık bağlılar sayesinde az oldukları halde sesleri güçlü çıkan bu gurupları dinlerler veya bu gruplar çeşitli kılıklarda onlara ulaşırlar, sihirbazlar gibi marifetleri sayesinde siyasetçileri etkilerler, bahaneleri abartırlar, asıl yüzlerini ve amaçlarını örterler, siyasi güç ve imkânı kullanarak Diyanet'i hizaya getirmeye çalışırlar, kurbanlar seçerler, kesince de bir süre mutlu olur, sonra iştahla yeni kurbanların ve tasarrufların peşine düşerler.
Diyanet'in yurt içinde ve dışında yaptığı hizmetlerin başka bir İslam ülkesinde eşi ve benzeri yoktur. Ben Diyanet'in, Başkan tarafından yönetilen vakıf aracılığı ile yaptığı yüz akı üç hizmeti hatırlatmak isterim.
Diyanet'ten haklı şikâyetler varsa, olursa bunları geniş çerçeveli bir istişarede ele alın ve bilin ki, yanlışta ısrar edecek bir Diyanet ve bir başkan mevcut değildir.