Efendim malumunuz dün Kadınlar Günüydü...
EYLEM | HABER MERKEZİ
1857'nin 8 Mart'ında New York'ta bir tekstil fabrikasında çalışma şartlarının ve ücretlerinin iyileştirilmesi için iş bırakan kadınlar, karşılarında polisi buldu. Kadınların "ikinci sınıf vatandaş" muamelesi gördüğü dönemin Amerika'sında bu protesto fazlasıyla "küstahca" bulunmuştu. Fabrika sahipleri, sorunu, zam yaparak, mesai saatlerini düzenleyerek veya iş yükü bölüştürerek çözebilirlerdi. Ya da yerine getirmeseler bile bazı vaatlerde bulunup, kalabalığı dağıtabilirlerdi...
Evet! Belki de akşama kadar dağılacaktı. Neticede kadınların bazıları hava kararmaya başladığında, sırf hava kararıyor diye evlerine dağılacaktı. Bazı genç kızları "bu uygunsuz işin içinden" abisi, erkek ya da kız kardeşi, babası veya annesi çekip alacaktı. Belki bazılarını kocaları çağıracaktı ve bu kalabalık elbet dağılacaktı. Fakat saatler süren "üretimin durma tehlikesi" göze alınamazdı.
Ne demek grev, iş bırakmak!?
2016'ya "siyah cinayetler"le damgasını vuran ABD polisleri, 1857'nin Mart'ında da aynı şeyi yaptı. "Geniş güvenlik önlemleri altında" kadınlara saldırdı. Kadınlar, joplar ve tekmeler eşliğinde fabrikaya kilitlendi. Ardından bir yangın çıktı -kimin çıkardığı halen bilinmiyor- ve tam 120 kişi can verdi.
Anne, kardeş, abla, eş, evlat... Tam 120 kadın...
***
Efendim malumunuz dün Kadınlar Günüydü. Akşama kadar konu ile ilgili etkinlikler, kutlamalar, eylemler, protestolar... Anlayacağınız olaylar olaylar!
"Kapitalizmin bir oyunu" olan günlerin aksine, bizatihi kapitalizmin kendisine baş kaldıran kadınların, arkalarında acı dolu bir anı bıraktığı günün hikayesini, girişte aktardık.
Aslında Rusların olaylara dahil olması ile ancak 1920'lerin başında bir "gün" olarak kutlanması kararı verilen 8 Mart, ABD'ye tekrar döndüğünde takvimler 1960'ı gösteriyordu. Artık ne devlet o eski devletti ne de kadınlar o eski kadınlardı.
(NOT: Bir film önerelim. İzleyin, izlemek sizi Feminist yapmaz: "Demir Çeneli Kadınlar")
TÜRKİYE SERÜVENİ
Türkiye'ye gelmesi ise 70'leri buldu. Gündemimize solcuların eliyle buyur edilen "Emekçi Kadınlar Günü" , uzun süre "politik" algılar altında işlendi ve başka mahallelerin kadınlarına "özgürlük ve eşitlik" pazarladı.
Kadına daha "güçlü" , daha "özgür" olması gerektiğini söyleyen ve "eşitlik" mottosu ile yoluna devam eden 8 Mart, ülkemizde geniş kitlelerce tanınıyor ve destekleniyor. Buna rağmen, uzun yürüyüşünde medeniyetini savaş ve fakirliğe kurban vere vere ilerleyen toplumumuzun kültürel kodlarıyla halen bazı sorunlar da yaşamıyor değil... En bilineni "eşitlik" mottosunun her daim karşısında duran "adalet" kavramı...
DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR
Şu anda teknoloji çağına doğan çocukların en küçüğü 17 yaşında. Nesil değişiyor ve değiştikçe ülkemizde, -bir çok şey gibi- kadınlar gününe de daha fazla yer açılıyor. Müslüman çevrelerin bilinenin aksine artık yavaş yavaş eleştirmeyi de bıraktığı kadınlar günü -çünkü yanlarında oturan kadınların çoğu 8 Mart'ı kutluyor- , tüm bu sebepler ışığında değişiyor ve dönüşuyor.
Kapitalizm'e baş kaldırışı ana tema olan 8 Martın, en çok da Kapitalizmin doğurduğu sonuçlarla savaşması beklenirken, mahiyet giderek uzaklaşıyor...
***
Efendim malumunuz dün Kadınlar Günüydü. Akşama kadar konu ile ilgili binlerce farklı haber çıktı karşımıza. Bazılarına ne güzel dedik, bazılarını eleştirdik, bazılarına kızdık. Fakat "bazıları" yoktu o günde.
Öyle ki kadınlar dahi o "bazı kadınları" görmedi.
Savaşın ve işgalin kadınlarını!
Savaştan kaçan, savaştan kalan, savaşın mecbur bıraktığı, savaşın elinden aldıklarıyla yaşamaya ya da işgal altında hayatta kalmaya çalışan kadınlar!
RAKAMLARLA MÜLTECİ GERÇEĞİ
Dünyadaki mevcut mülteci saysı 30 milyonun üzerinde. İçerisindeki kadın ve kız çocuklarının net rakamı ise bilinmiyor.
Mülteciler alanında çalışma yürüten dernekler şöyle bir oran veriyor: Yarısı.
15 milyon kadın savaştan kaçtı, yer değiştirdi ve mülteci durumuna düştü. Dün bu kadınlar için bırakın bir çalışma yapmayı uluslararası çapta tek bir organizasyon dahi yapılmadı.
Kadınlar gününün, Kapitalist dünya düzeninin kadınlar için doğurduğu sonuçlara dokunabilmesini dilerdik, evet!
(Ekim 2015 yılına ait Uluslararası Af Örgütü'ne ait son veriler)
MÜLTECİLER ve UYRUKLARI
EN ÇOK MÜLTECİ AĞIRLAYAN İLK ON ÜLKE