Afganistan'ın işgalinde Kuzey İttifakı'na verdiği destekten bu yana bölgede Pers kodlarına dayalı bir Şii hilali kurmak için yerine göre ABD yerine göre Rusya ile ittifak eden İran, bu kez kalbinden vuruldu.
Irak'ı ele geçirmek için ABD işgaline destek veren ve 2003'ten beri sürekli isimleri değişen İran partileri üzerinden ülkede iktidar olan, 2011 yılından bu yana ise Rusya ve Esed ile ittifak ederek Suriye'de kan döken İran en sonunda kendi evinde vuruldu. Yemen ve Lübnan'ı da dahil edersek bölgenin neredeyse yüzde 50'sinde istediği gibi at koşturan, istediğini katleden, istediğini esir alan İran'ın Meclisi ve 1979 yılındaki darbenin lideri Humeyni'nin mezarı hedef oldu. Yıllardır İran'ın ihraç ettiği teröre rağmen rahat içerisinde yaşayan İran halkı da ilk kez patlayan bombaların ve güvensizliğin ne olduğunu hissetti.
İran meclisine düzenlenen silahlı saldırıda bir güvenlik görevlisi vurulurken Humeyni'nin türbesinde kendisini havaya uçuran silahlı saldırgan ise çok sayıda İran vatandaşını öldürdü.
Elbette bir istihbarat devleti olan İran, doğru bilgileri gizleyebilmesi bilinen bir totaliter rejim. Ülkenin yüzde 40'lık kesimini oluşturan Sünnilerin yönetimde hiçbir söz hakkı bulunmazken Ahvaz Arapları ve İranlı Kürtler sürekli bir baskı altında.
En az 12 kişinin öldüğü saldırılarda en az 39 kişi de yaralanırken İran'ın neden futbol maçındaki uzatmaları anons eden spikerler gibi "en az" ifadesi kullandığını ise biz de bilmiyoruz.