İsrail, Doğu Kudüs’teki okullara ek bütçe karşılığında kendi müfredatını empoze etmeye çalışıyor.
Al Jazeera'den eylem.com.tr için tercüme edilmiştir.
Çeviri: Süeda Kaya
İşgal altındaki Doğu Kudüs - 1 Eylül itibariyle on binlerce Filistinli çocuk işgal altındaki Doğu Kudüs'te eğitim öğretim dönemine başladı. İsrail yönetiminin yalnızca Filistin müfredatını bırakıp İsrail müfredatını benimseyen okullara ek bütçe çıkartacağı duyurusu, öğretmenler, veliler ve çeşitli insan hakları örgütlerini ayağa kaldırdı.
Kudüs ilişkileri ve mirası bakanı, Doğu Kudüs'teki okullara İsrail müfredatını benimsemeleri karşılığında asgari 20 milyon şekel bütçe ayrılacağını duyurdu.
Doğu Kudüs'te yer alan 180 okul (devlet okulları ve özel okullar) İsrail Eğitim Bakanlığı'ndan alınan bütçeyle işliyor. 1994 öncesinde Ürdün müfredatını uygulayan bu okulların büyük çoğunluğu 1994'ten beri Filistin Otoritesi'nin belirlediği müfredatı takip ediyor, kendi yeterlilik sınavlarını yapıyor. Fakat geçen yıl, okullardan 10 tanesi yeterlilik sınavlarını İsrail müfredatına yönelik yapmaya başladı.
İsrail'in belirli aralıklarla bu tip yaptırımlar uygulamaya çalıştığı biliniyor. Son bütçe planı her ne kadar bir çok insan hakları örgütü tarafından eleştiri alsa da, uygulamaya geçirileceği aşikar.
İsrail'deki Arap azınlığın haklarını savunan Adalah vekillerinden Sawsan Zaher, Doğu Kudüs, işgal altında olan bir bölge olduğu için bu tip bir bütçe ayrımı yaptırımı uygulanamayacağını söylüyor. “Uluslar arası Hukuk'a göre, işgal altındaki yerel halk istediği şekilde yaşayabilir ve silahlı müdahale gerekmedikçe işgalci güç tarafından müdahale edilemez” diyor.
Öte yandan, İsrailli insan hakları örgütü Ir Amim, Kudüs belediyesinin eğitimle ilgili çalışmalarına ağırlık verse de nüfus artışından dolayı yetersiz kaldığını iddia ediyor.
Edinilen bilgilere göre Doğu Kudüs'teki arap okullarının en büyük sıkıntısı sınıf sayısındaki yetersizlik. Yeni eğitim öğretim dönemine 2,600 eksik sınıfla başlanmış durumda. Bu yetersizlik kalabalık sınıf mevcuduna, dolayısıyla uzun vadede öğrenci kaybına neden oluyor.
2016 yılında arap okulları 8 milyon şekellik eğitim yardımı alırken, diğer okullara 42 milyon şekellik bütçe ayrıldığı biliniyor.
Zaher, bu bütçe planlama anlayışının İsrail'in kendi yasaları baz alındığında dahi ihlal sayıldığını belirterek, bütçe dağılımının eşit kriterler üzerine temellendirilmesi gerektiğini aksi takdirde bunun statüko kaynaklı ırkçılığın eğitime yansıması olarak değerlendirileceğini söylüyor.