Daha önce takip etmemiş olsak da dilini tuttuğumuz ve okunması ‘vakit kaybı’ olmayacak bir yazarı daha sizlerle buluşturmak istedik. Milli Gazete’den Ahmet Yavuz… Pek bilinmeyen Denktaş’lı bir kıbrıs anekdotu aktarıyor köşesinden… Kulak verelim:
EYLEM | TAVSİYE, KISSA, ÖZELEŞTİRİ
Birleşmiş Milletler vaktiyle ABD'li bir diplomatı Kıbrıs'a yeni bir müzakereci olarak atar. “Müzakereci Amerikalı” Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gelir.
Kıbrıs'ın kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Denktaş yapacakları görüşmeye elinde bir tomar kağıt ile gelir. Denktaş, “Önce açık (tam) adınızı bana takdim edebilir misiniz?” diye söze girer!
-James Nicholas…. Bilmem ne…
Rauf Denktaş bu ismi tomar kağıdın en altına yazar ve görüşmeye geçilir.
Konuşmaya başlarlar ama Amerikalı herifin aklı o tomar kağıtlardadır!
Sonunda dayanamaz, sorar:
“O dosyalarda ne var? Ve neden benim uzun adımı en alta yazdınız?”
Kurt siyasetçi Denktaş, Amerikalıların çoktandır hak ettikleri cevabı yapıştırır:
“Bugüne kadar sizin gibi Kıbrıs'ı müzakereye gelenlerin isimleri bir tomar kağıt doldurdu! En sonunda da siz varsınız!”
Kağıtları rulo yapıp masanın kenarına atar! Üst Akıl olmaya gelen Amerikalı baştan iptal olur!
Müzakereler de Kıbrıs'tan Rumlar adına bir çakıl taşı dahi alamadan biter!
Ahmet Yavuz hakkındaki düşüncelerimiz;
Ahmet Yavuz'u ilk kez okudum
Dili güzel.
Tavrı da militanca değil.
Hoş, hafif, nahif.
Bir Eylem olamaz ama önce Eylem'in 'OLMASI' lazım!*
Bizce güzel.
Daha iyisi yapılmıştır ama yapma değil bununki..
Hasılı; güzel adam!
Ekledik listeye..
* Başkalarını değerlendirmeden önce Eylem'in ‘OLMASI' lazım dedik. Çünkü yavaşlığımızın farkındayız. Azimliyiz! Olacağız Biiznillah!