AK Parti'nin kurucu kadrosu sayılamayacak ancak sonradan kurucularından da daha AK Partili olan bir grup gazeteci ve yazar referandum sürecini iç tartışmalara hasrediyor. İster istemez samimi bir kitle de bu tartışmalarla referandum sürecini heba ediyor.
EYLEM | HABER MERKEZİ
Aydınlıkçı tabandan transfer edilen Fuat Uğur ve Kayahan Uygur değil bu kez muhatap. Bu kez muhatabımız yine "iyi yazan gazeteciler listesinde rahatlıkla ilk ona girer" dediğimiz isimlerden, Süleyman Özışık.
Süleyman Özışık şöyle söylüyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan bütün yüksek makamları arkadaşlarına sundu. Bunun için direndi. Ölümü göze aldı. Gül'ü Cumhurbaşkanı yaptı. Davutoğlu'nu Başbakan yaptı. Gül'ün görev süresi doldu. Davutoğlu çevresi yüzünden koltuğunu kaybetti. Şimdi ikisi de en çok yanında olmaları gereken zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında değil.
Yine Özışık'a göre ikisi de Erdoğan olmasa geldikleri makamlara rüyasında göremezdi.
Bunların gerçekliğini tartışmayacağız. Birisi diğerini bir makama getirdi ise ya da indirdi ise meseleyi aralarında halledebilir. Başbakanlığı bıraktıktan sonra hiç İngiltere'ye gitmeyen Ahmet Davutoğlu'nun herhangi bir programa İngiltere'de olduğu için katılmadığı iddiası bize makul gelmiyor. Aynı şekilde Davutoğlu'nun kızkardeşi bir çalışma yapıyor mu yapmıyor mu onu da bilmiyoruz. Ancak dikkat etmeliyiz çünkü bu mantığın ucu, babası ahir ömrüne kadar iman etmediği için Hz.Ebubekir'i suçlayabilmeye kadar gider.
Bize göre şahısları ailelerinin tavırları üzerinden vurmak hep ters teper. 17 - 25 Aralık darbe sürecini takiben havayı koklayıp, kazanacak tarafı anlamadan evvel, her cinsten FETÖ üyesi ile aynı masada oturan, ağabeyimiz de olsa biz bu meselelere hiç girmeyiz mesela.
Önerimiz bu kadar kompleks ihanet hikayeleri içermiyor.
Biz yanlış bir rakiple, yanlış bir eksende yanlış bir tartışmaya girmeyi doğru bulmuyoruz.
Ahmet Davutoğlu ya da Abdullah Gül ile kavga etmek bize evet oyu kazandırmayacak. AK Parti tabanını bunlarla oyalayanlar da hem niyetlerini hem amellerini tashih etsinler.
Son viraja girdik ve başka bir şeyle uğraşmaya hacet yok. Ne kadar çok insana anlatabiliyorsak o kadar çok insana gerekirse kapı kapı gezerek "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"ni anlatmayı öneriyoruz. Çünkü süreç hem AK Parti hem de Cumhurbaşkanımız için bir halk oylamasından fazlasına dönüştürüldü.
Şimdi kavga değil gayret zamanı.
Sizi de aramızda görmek istiyoruz Süleyman Bey.